Toplumsal Düzenin İnşası, Polis Erkinin Eleştirel Teorisi
“Polis” kavramı, onunla eşit derece fetişleştirilmiş “düzen,” “güvenlik” ve “kanun” gibi ikiz kavramlarla birlikte, burjuva toplumunun kendini anlamlandırmasında merkezi bir kategoridir ve polis her yerde doğrudan güvenlikle ilgili bir görüngüdür. Türkiye’de ise neredeyse özdeş: Polis ile ilgili kurumun adı Emniyet Genel Müdürlüğü’dür.
Kimse işçi olmayı kolayca kabul etmedi, gönüllü olmadı, rıza göstermedi
“İktidar ile ilgili meselelerle ilgilenen herhangi bir kimsenin, düzen fikrinin her daim mevcudiyeti, duygusal gücü ve siyasi çekiciliği tarafından etkilenmesi kaçınılmazdır,” diyen Mark Neocleous bu kitabıyla düzenin inşası ile ilgili olarak polisin -zabtetmenin- rolünü ele almaktadır.
“… kitabın merkezi temalarından birisi, polisin ve zabtetmenin polis teşkilatı ile özdeşleştirilmemesi ve polisin üniformalı güçlerle eşitlenmesine dair başlangıç fikrinin bertaraf edilmesi gerektiği (…) [ve] polis kavramının genişletilmiş bir kullanımını teşvik etmek ve zabtetmeye yarayan geniş kurumlar dizgesini ortaya koymaktır.”
İngilizce’deki isim olan “police” ile “to police” fiilinin Türkçe’de “zabıta” ve “zabtetmek” olarak karşılanacağı akılda tutulduğunda “polis” kavramını anlamlandırmamız kolaylaşacaktır.
Nitekim Türkiye’de silah taşıma ve kullanma yetkisi olmayan zabıta da üniformasından zabtetme işlevine kadar polise benzemektedir. Neocleous’un gösterdiği gibi burjuva toplumunun şafağında yaratılan polisin ilk işlevleri arasında -seyyar satıcılığın önlenmesinden, sokak lambalarının yakılmasına, umumi helaların denetlenmesinden emlak vergisinin toplanmasına kadar- bugün belediye ve zabıtanın sorumluluk alanına verilen görevleri üstlenmek de bulunmaktaydı.
Kitabın esas konusu olan “polis” sözcüğünün etimolojisine sadık kalmak ve bu kökten türeyen “policy,” “politic,” “political,” sözcükleri için “politika” ve “politik” karşılıkları kullanılmış, “siyaset,” “siyasi,” ve galat olan “siyasa,” sözcüklerinden kaçınılmıştır.
Yunanca şehir anlamındaki “polis”‘ten türeyen polisin (zabıta, zaptiye) tarihi devlet erkinin tarihidir.
Polis politikadır, dolayısıyla polis apolitik olamaz.
Polis tarafsız olamaz.
Kimse İşçi olmayı kolayca kabul etmedi, gönüllü olmadı, riza göstermedi.
İnsanlar arasındaki ilişkilerin şeyler arasındaki ilişki haline dönüşmesinin hem kendisi hem de doğrudan sonucu ücretli emek kategorisinin olağanlığın ve sıradanlığın ardına itilmesi olmuştur. Bununla beraber polisin tarihsel işlevi de görünmez kılınmıştır: Sermayenin toplumsal iktidarının ve ücret biçiminin yerleştirilmesi için devlet adına gerçekleştirilen muazzam ölçekli polis harekâtının merkeziliği.
Polis salt üniformadan, devletin baskı aygıtı olmaktan, burjuva düzeninin yeniden üretilmesindeki rolünden ibaret değildir. Esas olarak mevcut düzenin inşasında merkezi bir görev üstlenmiştir: Polis mandası yoksulluk sınıfının yönetilmesini ve düşkünler ile çalışabilenler olarak ayrıştırılmasını örgütlemiş ve böylelikle ücretli emek düzeninin inşasını gerçekleştirmiştir.
Polis biliminin Adam Smith, Patrick Colquhoun ve Georg W.F. Hegel ile politika üzerinden politik ekonomiye evrilmesi süreci aynı zamanda devlet-sivil toplum ayrışmasının kurgulanması ve böylelikle düzenin inşası dönemidir. Sivil toplumun oluşturulması devletin kurucu erki ile gerçekleştirilmiştir; bu gücün uygulanması da hukuk-idare devamlılığını sağlayan polis aygıtı sayesinde olanaklı kılınmıştır.
Hegel’in hukuk ve yönetim yaklaşımının, Marx’ın devlet erki ve sınıf mücadelesi anlayışının ve Foucault’nun yönetime dair çalışmasının içkin bir eleştirisi üzerine oturan politik idare kategorisi aracılığıyla Mark Neocleous, devlet-sivil toplum ayrışmasının devlet eliyle örgütlenen sürecini ve bu süreçte polisin tarihsel işlevini gün ışığına çıkarıyor.
Ardından polisi toplumsal inşa sürecindeki rolünü anlamak ve vurgulamak için tıpkı bu süreç içinde üretilmiş olan sosyal güvenlik kavramı gibi toplumsal polis kavramına ihtiyacımız olduğunu gösteriyor.
“Polis iyi düzenin babasıdır,” diyenler kazandı ve hâlâ iktidardalar…